Öğrenme güçlüğü, zekası normal ya da normal üstü olan, herhangi bir duyusal, nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel problemi olmayan okuma, yazma, matematik, kendini ifade etme, düşünme, zaman ve mekanda yönelme alanlarından biri veya birkaçında farklılık gösteren kişiler için kullanılan bir terimdir.
Literatürde disleksi (okuma güçlüğü), öğrenme güçlüğü ile eş anlamlı olarak ve bazen konuşma, dinleme ve anlama yetilerindeki farklılıkları içerecek şekilde geniş bir anlamda kullanılır.
Yapılan araştırmalar, bu çeşitliliğe neden olan etmenler konusunda kesin sonuçlar vermemekle birlikte, düşük kilolu doğumlar, doğum öncesi ve doğum sonrası yaşanan sorunlar, dikkat eksikliği, yeme alışkanlıkları, bazı alerji türleri, görsel - işitsel - algısal ve benzeri sorunların öğrenme güçlüğü ile ilişkili olduğunu varsaymaktadır.
Ancak bu nedenler her çocukta farklı durumlarda ortaya çıkmakta ve her çocuk için farklı sonuçlar ortaya koyabilmektedir.
Bazı araştırmacılar dislekside temel mekanizmanın, peş peşe gelen sesler arasında ayrım yapamamak olduğunu savunurken, çoğunluk ünlü ünsüz kural yanlışlarını ve fonolojik farkında olmamayı temel sorun olarak görmektedir.
Disleksi tanısı almış bireylerde akademik becerilerde yaşanan zorlukların yanında konuşma, hafıza, akıl yürütme, karar verme, odaklanma, kendi değer ve özelliklerinin farkında olma gibi kognitif fonksiyonlarda gözle görülür farklılıkları tespit etmek mümkün olduğu gibi özellikle hafıza ve dikkati toplamadaki zorluklar da göze çarpmaktadır. Bu zorluklar bireyin hem özel hem sosyal yaşamını oldukça güçleştirmektedir.
Disleksi okumaya bağlı bir farklılık olduğu için genellikle ilköğretimin ilk yıllarında öğretmenler veya aileler tarafından okuma başarısızlığına paralel olarak fark edilir. Bu noktada ailelere ve eğitimcilere çok iş düşmektedir.
Ancak disleksinin daha erken fark edilmesi mümkündür. Özgül öğrenme güçlüğünün alt alanlarında (disleksi de bunlardan biridir) erken çocukluk döneminde çeşitli belirtiler gösterirler. Bu belirtilere ve genel davranış özelliklerine birlikte bakalım.
Okul Öncesi Dönemde;
Okul Döneminde;
Bir de DSM V'in tanı kriterlerine bakalım:
1. Sözcük okumanın yanlış ya da yavaş ve çok çaba gerektiriyor olması. (örn. tek tek sözcükleri yüksek sesle okurken, yanlış ya da yavaş ve duraksayarak okur, sıklıkla sözcükleri kestirir, öngörür). ( örneğin ka hecesini gördükten sonra kalem şeklinde yüksek sesle okuması, aslında kelime kaledir.) Sözcükleri seslendirmede güçlükler yaşar.
2. Okunanın anlamını anlama güçlüğü (örn. düzyazıyı düzgün okuyabilir ancak sırayı, ilişkileri, çıkarımları ya da derin anlamları anlamaz).
3. Harf harf söyleme/yazma güçlükleri görülebilir. Ünlü ya da ünsüz harfleri ekleyebilir, çıkarabilir ya da bunların yerini değiştirebilir.
4. Yazılı anlatım güçlükleri (örn. cümleler içinde birden çok dilbilgisi ya da noktalama yanlışı yapar; paragraf düzenlemesi kötüdür; görüşlerinin yazılı anlatımı açık değildir).
5. Sayı algısı, sayı gerçekleri ya da hesaplama güçlükleri (örn. sayıları, bunların büyüklüğünü ve ilişkilerini anlaması kötüdür; yaşıtlarının matematik dersinden öğrendiklerinden değişik olarak, tek rakamlı sayıları eklerken parmak hesabı yapar; sayısal hesaplamaların ortasında kaybolur ve işlemleri değiştirebilir).
6. Sayısal uslamlama (akıl yürütme) güçlükleri (örn. nicel sorunları çözmek için matematikle ilgili kavramları, gerçekleri ya da işlemleri uygulamakta çok güçlük çeker).
Sonuç olarak disleksi bireylerin yaşamlarını etkileyen bir öğrenme farklılığıdır. Bu noktada erken tanı ve erken müdahale hayat boyu devam eden disleksi yolculuğunda yolun daha az yorucu olmasına olanak sağlar.
Bilgi ve Randevu için biz sizi arayalım